Kentleşmeye direnen köylerden: Pirinççi Köyü

Kentleşmeye direnen köylerden: Pirinççi Köyü

İlgili konu

İstanbul’da kalan son organik köylerden biri olan Pirinççi Köyü çok eski bir tarihe sahip. Günümüzde kentleşme ve betonlaşmandan dolayı kalan köylere ve doğal ortamlara ilgi arttı. Toplu taşımayla rahat bir ulaşıma sahip olan Pirinççi köyüne hafta sonları 10 bine yakın ziyaretçi geldiği belirtiliyor.

Haber: Rengin Temoçin

İstanbul’da son dönemde sayılı köy kaldı. Kemerburgaz, Çatalca, Şile yakınlarındaki köyler ve Eyüpsultan tarafındaki Pirinççi Köyü kalan son organik köylerden biri. Eyüpsultan ilçesine bağlı olan Pirinççi Köyü Göktürk’e 15Km Sultangazi’ye 3 Km, Başakşehir 4Km Eyüp’e 15Km uzaklıkta bir yer. Köye ulaşım İETT ile yapılabiliyor. Diğer köylerden farklı olarak daha merkezi bir yerde olan Pirinççi Köyü ulaşım açısından avantaj sağlıyor. 1988 yılından beri bu köyde yaşayan ve yaklaşık 1 senedir muhtarlığını yapan Ali Yazıcı Pirinççi Köyü’nü şu şekilde anlatıyor, ‘Pirinççi Köyü’nün geçmişi çok eski. 300 senelik bir geçmişi var. Ufak bir yer. 4 bin nüfusu var. İstanbul’da köydü ama yeni yasadan dolayı köyden çıktı mahalleye geçti.  Şu anda mahalle olarak devam ediyor.’

Köye ulaşımının kolay olduğunu dile getiren ve köyde Derin Orman Çiftliği’nin sahibi ve çiftliğinde organik ürünler yetiştiren Kenan Satıcı, ‘Pirinççi Köyü’nde yaşamak İstanbul içerisinde bir doğada yaşadığınızı ve doğal bir hayat yaşadığınızı düşünün, apartmanların içerisindeki sıkışmışlıktan uzak bir köy hayatı yaşıyorsunuz ve burada İstanbul’ a en yakın ve merkezi yer olan Taksim’e 15-20 dakikada ulaşabiliyorsunuz. Bu açıdan hem İstanbul içerisinde hem de bir tatil köyünde yaşıyormuş hissi uyanıyor insanlarda.’ diyor.

"Pirinççi’yi dünya tanıdı"

Pirinççi Köyü eskiden şimdiki kadar bilinmiyordu. Muhtar Ali Yazıcı, bazı kanal ve medya kuruluşları ile görüşme yaptıklarını ve böylelikle birçok kişinin bu köyü tanıdığını söylüyor. Yazıcı, . ‘Pirinççi’yi dünya tanıdı şimdi. 4 bin nüfus var ama günlük 10binin üzerinde insan girip çıkıyor. Geçen sene Covid mevzusundan dolayı bütün seradaki malzemelerim kaldı satamadık. Ama sonra büyük kanallar çekim yaptılar. Bütün millet sonra geldi sağolsun, bahçeden satışını yaptı. Bütün vatandaşlar da mağdur olmadı.’ dedi. Hafta sonları 10 bin ziyaretçi geldiği belirtiliyor. Derin Orman Çiftliği’’nden Kenan Satıcı, Pirinççi Köyü’nün çok ziyaretçisi var. Hafta sonları özellikle yaklaşık 7 Km Kemerburgaz 5Km Habipler yolu kilit olabiliyor. O derece yoğun bir talep var.  Günde 300-350 insanı dükkânımızda ağırlıyoruz. Sadece alışveriş için gelen bunlar. Diğer dükkanları da baz alırsak eğer günlük bin kadar ziyaretçisi olan bir köyden bahsediyoruz.  Fakat hafta sonu da bunun 10 ile çarpıldığını düşünürseniz 10 bin aile köyümüzden geçiş yapıyor’ dedi.

Organik mi marketten mi?

Köyde 150’nin üzerinde sera var. Hayvancılık ve tarım yapılıyor. Kıvırcık, salatalık, biber karalahana gibi birçok sebze seralarda yetiştiriliyor. Köyün Muhtarı Ali Yazıcı yol boyunda 4-5 tane Pazar olduğunu ve tarım yapan her aileden 2 kişinin pazar yerinde durduğunu anlatıyor. Ürünlerin bir kısmı pazarda bir kısmı markete verilerek satılıyor kalan ürünlerde üreticiye kalıyor. Günlük marketten veya bir pazardan aldığımız ürünlerle burada yetişen ürünlerin arasındaki farklar ne gibi bir soru akla gelebilir. Kenan Satıcı şu şekilde anlatıyor, ‘Günlük marketten aldığımız ürünler dışında Pirinççi Köyü’nden aldığımız ürünler tamamen üreticisinden doğal organik ürünlerdir. Saat akşam ve sabah 7 sıralarında bizim çiftliğimize geldiğinizde hayvanlardan sağım yapılırken başında bekleyip sütünüzü sıcak da alabiliyorsunuz.  Geldiğinizde balınızı arılığımızdan direkt temin edebiliyorsunuz. Yani aldığınız ürünleri birebir üreticisinden temin edip gözünüzün gördüğü şekilde temin edip üretimini izleyebiliyorsunuz çiftliğimizde. Marketlerde genelde bunun aksi belirli bir üretici değil birkaç yerden temin edilerek yapıldığı için ne şekilde katkılar yapıldığını göremiyorsunuz. O yüzden doğalın organik olmanın önemi burada çıkmış oluyor.’

"Beton görmekten yeşile hasret kaldılar"

Kentleşme ile İstanbul’da sayılı derecede organik köy kaldı. Ancak az da olsa hala insanlar bu tür organik alanlara ilgi gösteriyor. Ali Yazıcı kentleşmeyle organik köylerin azalmasına devletin el attığını söylüyor. Yazıcı , ‘Devlet buna el attı. Köylere ağırlık veriyor. Organik seraları yükseltiyorlar. Ancak ne kadar tutar ne kadar bunun üzerine gidilir bilmiyorum. Hoş bir şey olmuyordu ama devlet buna el attı. Tarım Bakanlığı üzerinden köylere destek veriliyor. Bazı kırsal kesimlerde köyler çoğaltılıyor. ‘dedi. Kentleşmenin yanında insanların doğal yaşama olan ilgileri de arttı. Betonlaşma ve kentleşmeyle azalan yeşil alanlardan dolayı sıkılan İstanbullular, kalan organik köyleri de hafta sonları ziyarete gidiyor. Bu konuyla ilgili Kenan Yazıcı, ‘Kentleşme ile insanların doğala ve yeşile hasretleri daha da arttı. Çünkü apartmanların çokluğu, binaların fazlalığı, betonun ve asfalt kaplamaların çokluğu insanları bir nevi sıkıştırdı. Aynı bu pandemi sürecinde de insanlar evlerinde bulunmaktan beton görmekten yeşile hasret kaldılar. İnsanlar doğası gereği zaten yeşile muhtaç yaşarlar. Farkındaysanız ilkbahar zamanı herkesin içinde bir dürtü, piknik yapma yeşil alana çıkma dürtüsü oluşur. Bu da insanın doğasında olduğu için böyledir. Biz mesela İstanbul içinde yeşilin göbeğindeyiz.  Fakat insanlar kentleşmeyle bu yeşile hasret kaldıkları için hafta sonları insanlar Kent Ormanı’nda yeşilin doğanın tadını çıkardıklarından sonra evlerine dönerken manda yoğurdu, inek sütü gibi ürünleri tedarik de ediyorlar’ şeklinde konuştu.