Raket Sporlarının Yeni Gözdesi: Padel

Raket Sporlarının Yeni Gözdesi: Padel

İlgili konu

Son yıllarda raket sporlarına yönelik ilgi arttı. Aklımıza gelen ilk raket sporu tenis olsa da arkasında tercih edebileceğimiz badminton, squash, qianball gibi birçok seçenek var. Bunlardan biri olan padeli incelemeye ne dersiniz?

Haber: Zeynep Nazlı Yıldırım

Tenis ile squashın birleşimi diyebileceğimiz padel, sanılanın aksine çok da yeni bir spor değil. 1970 yılında Meksika’da iş insanı Enrique Corcueara, evinde tenis sahası kuracak kadar büyük bir alanı olmadığı için küçük bir kort yapar. Bu sahanın boyutları Corcueara’nın aklına tenisten farklı olacak şekilde bir fikir getirir ve padel sporu ortaya çıkar. 1974 yılında padelin ilk adımları atılır ve İspanya’da iki adet padel kortu kurulur. Hatta padel bu dönemlerde o kadar popüler olmuş ki İspanya’da bir dönem tenisten daha fazla oynandığı söyleniyor.

Padelin özellikle squash ile çok benzetilmesi üzerine bu konuya bir açıklık getirelim. En ayrıştırıcı özelliklerinden biri kort yapılarıdır. Squashın zemini parke ve duvarları özel alçıyken, padel sporunda 20m x 10m boyutlu kordun duvarları darbeye dayanıklı camdır ve zemini suni çim ile kaplanır. Padelde kullanılan raketler de farklıdır. Raketler elastik ve delikli bir yüzeye sahiptir. Ergonomik olarak tasarlanmış bu raketler 26cm x 29 cm ölçülerinde, uzunluğu ise 45cm’dir. Bundan dolayı kullanılan topun hava basıncı da tenis toplarına oranla daha azdır. 

Bu sporun kurallarından bahsedecek olursak ikişerli takımlar halinde dört kişi oynanıyor ve oyun üç setten oluşuyor. Bir seti kazanmak için altı sayının kazanılması gerekiyor. Oyunun açılışı tenis gibi çapraz olarak atılan servisle başlıyor ve oyuncunun servis için iki hakkı oluyor. Servise başlarken oyuncu ilk olarak topu yerde sektiriyor ve bel hizasının altındayken topa vuruyor. Puan almak ise aynı tenis gibi. 40-40 beraberlik olması durumuna "deuce" deniyor ve kazanan iki net puanla ilk oynayan oyuncu oluyor. Eğer top iki kez sıçrar, fileye çarpar ya da size veya takım arkadaşınıza vurursa puanı karşı takım kazanıyor. Oyuncu gerek görürse sahanın kapısından çıkma hakkına sahip. Muhtemelen daha önce duymadığımız bu kural oyunu daha da heyecanlı hale getiriyor.

Tenisin aksine padel güç sporu değil, tamamen strateji üzerine ilerleyen ve zihninizi taktiklere yönlendiren bir spordur. Camların arasında olan bu spor ilginizi çektiyse ülkemizde de yaygın hale gelen padel kurslarına giderek yeni bir başlangıç yapabilirsiniz