Haber: Zeynep Nazlı Yıldırım

Başrollerini Serenay Sarıkaya ile Burak Deniz’in paylaştığı Şahmaran, Netflix’te yayınlandı. Dizi, fantastik konusuyla dikkatleri üzerine çekerken akıllarda soru işareti bırakmayı da ihmal etmedi. Mitolojik bir perdeyi aralamaya ne dersiniz?

Anadolu’nun yüzyıllık efsanesi Şahmaran dizi ile tekrar ilgi odağı haline geldi. Yönetmenliğini Umur Turagay’ın yaptığı, senaryosunu Pınar Bulut’un kaleme aldığı dizinin konusu Marlar ve insanların bağını ele alıyor. İsminde geçen şah; başta olan, hükümdar anlamına geliyor. Fars kökenli olan Maran ise yılan anlamını taşıyor. Şahmaran’da “Yılanların Şahı”nı ifade ediyor.

İstanbul’da Öğretim Görevlisi olarak çalışan Şahsu (Serenay Sarıkaya), Çukurova Üniversitesi’nde doktora çalışması için sunum yapmak üzere Adana’ya gelir. Gelmesinin diğer bir sebebi ise dedesi Davut’a (Mustafa Uğurlu) annesini kaybettiğini söylemek ve onunla yüzleşmek. Kendisini Mar adı verilen sıra dışı bir topluluğun ortasında bulan Şahsu’nun seçilen kız olduğu biliniyor. Mite göre Mar halkı, insanlarla birlikte yaşamaya mahkûm edilmiş yarı yılan, yarı insan topluluğudur. Halk tarafından güler yüzle karşılanmayan Şahsu, bunun nedenini merak etmeye başlar. Bir sabah göle yüzmeye gittiğinde Maran (Burak Deniz) ile karşılaşır ve Şahsu içten içe yıllardır onunla tanışıyormuş hissine kapılır. Böylece aşkın ve bilgeliğin temsilcisi Şahmaran’a inanan Mar halkı kehanetin tamamlanmasını bekler. Kehanetin tamamlanması için belirli adımlar var. İlki Şahsu’nun Adana’ya gelmesi. Sonrasında Hıdırellez şenliklerinde çıkan yangın, kuyuya atlayan insanlar, ineklerin telef olması, bir yılanın insan içine girip onu yönlendirmesi, Mar’ın başka bir Mar’a saldırması ve bir insanın yılan doğurması.

Gerçek hikâyede Şahmaran

Şahmaran’ın gerçek hikayesinde ise insan olan Camsab, yeraltında Şahmaran’ın yaşadığı yeri bulur ve birlikte yaşamaya başlarlar. Bir süre sonra yeraltında yaşamaktan sıkılan ve ailesini özleyen Camsab, yeryüzüne dönmek ister. Şahmaran’ın iki şartı vardır; Onun varlığından kimseye bahsetmemesi ve bir daha hamama gitmemesi çünkü Şahmaran’ı bir kez gören bir insan yıkandığında derisi aynı yılan derisi gibi pula dönüşür. Bir gün ülkenin padişahı hastalanır ve hastalığın şifası Şahmaran’ın vücudundadır. Padişah, Camsab’ı bulur ve işkenceyle Şahmaran’ın yerini öğrenir. Şahmaran vücudunun üçe ayrılması gerektiğini söyler ve başıyla yapılan çorbayı padişahın içmesini, gövdesinden yapılan çorbayı vezirin içmesini ve kuyruğundan yapılan kısmını Camsab’ın içmesini söyler. Padişah iyileşir, vezir ölür ve Camsab, Şahmaran’ın tüm bilgeliğini alır.

Gerçek hikâyeden farklı olarak gördüğümüz şey ise neredeyse her bölümde karşılaştığımız ama son bölüme kadar kim olduğunu anlayamadığımız çıplak bedeni yılanlara sarılmış kadın; Şahmaran’ın kız kardeşi Lilith. Musevilik ve Hristiyanlık inançlarına göre Adem’in ilk eşi olan Lilith, İbraniler mitolojisine göre Adem’le olmayı kesinlikle reddeder. Adem ısrar ettiğinde ise büyü ile kaçıp onu terk eder.

Davut karakterinin gizemli davranışları diziyi sürükleyici hale getirirken Davut’un aslında Camsab olduğu son bölümde anlaşılıyor. Diğer yandan Şahsu son bölüme kadar yaşadığı her şeyin psikolojik olduğunu, gördüklerinin ise halüsinasyon olduğunu düşünüyor. Lilith rolünde ise kimi izleyeceğimizi ikinci sezonda göreceğiz. İlk sezonu 8 bölümde tamamlayan dizi ikinci sezon çekimlerine önümüzdeki yaz başlayacak.